04 Ocak 2018

Allah bizi Müslümanlığından utananlardan eylemesin                                                    

 Sultangazi'nin sevilen simalarından Erzurumlu Hacı Ethem Amca'nın cenazesinde saf tutmak üzere Mescidi Aksa Camii'ndeyiz. Öğle namazını kıldık, duadayız. Ellerimizi açar açmaz, eski müftülerden İstanbul merkez vaizi Abdullah Cihangir hocanın dualarına “Amin!” diyoruz. Duanın diğer bölümleri mutat olduğu üzere başladı ve bitti. Cihangir Hoca duanın tam ortasında, öyle bir cümle kurdu ki adeta bütün ezberleri darmadağın etti. Hocanın kurduğu cümle, bu yazının da ilham kaynağı oldu.

Peki, Cihangir hoca ne dedi? Aynen şöyle dedi:

“Allah'ım, bizi Müslümanlığından utananlardan eyleme!”

Bu son derece manidar duaya, canı gönülden defaatle “Amin!” dedim… Ben bu güne kadar “Müslümanlığımdan utanıyorum” diyen birine rastlamadım. Bu cümleyi diliyle söyleyenleri İslam toplumlarında bulmak oldukça zor. Fakat haliyle söyleyenlerden, geçilmiyor maalesef… Belki bazıları, içlerine nasip olmayan, İslam inancını, içeriden yaralamak için bu cümleyi direk kurmuyor. Fakat bu manaya gelecek, farklı sözler ve tavırlar sergilemekten de geri durmuyor. Daha anlaşılabilir ifadeyle, öyle sözler ve tavırlar vardır ki, onları söylemek ve sergilemek, “Ben Müslümanlığımdan utanıyorum” demenin ta kendisidir.

Müslümanlıktan utanıyor olmanın emarelerine geçmeden önce bu korkunç durumun bazı sebepleri üzerine birkaç cümle kuralım. 

Kişi Müslümanlığından utanır mı?

Hiç kimse İslam'a zorla girmediğine göre, kişi kendi iradesiyle yaptığı bir tercihten dolayı nasıl utanır?

Yine kimse kimseyi İslam'da zorla tutmadığını göre Müslümanlığından utanan kişi, utandığı yerde neden ve nasıl durur?

İnsan, inancından neden utanır?

Bunun iki sebebi olabilir. Ya inandığı dini hakkıyla bilmez ya da bildiği dine hakkıyla inanmaz. İnsanın bilmediği, inanmadığı ve yaşamadığı Müslümanlığından utanması ne korkunç bir şey!

Bildiği ve inandığı dini hakkıyla yaşamamakta, insan için hakiki bir hüsranın başlangıcıdır. Malum olduğu üzere insanın inandığı dini hakkı ile bilmemesi cehalettir. Bildiği dine hakkıyla inanmaması ise nifaktır, gaflettir ve dalalettir. Bu mühim ve derin meseleye bir noktalı virgül koyarak, insanı Müslümanlığından utanma derekesine düşüren bazı olgu, söz ve tavırlara gelelim. 

Müslümanlığından utanma hastalığı, modernitenin kuşatması neticesinde oluşan aşağılık kompleksinin, kötü bir sonucudur. Geleneğin taassubuyla modernitenin tasallutu bazı insanları bu kör noktaya, Müslümanlıklarından utanmaya götürmüştür. Batının bilim ve teknolojide gösterdiği ilerlemeyi, onların dinlerini bırakmalarından kaynaklı gören son derece problemli yakın tarih okuması da, söz konusu hastalığın salgına dönüşmesinde mühim bir etkendir.

Batı dinini terk ettiği için ilerledi… Biz Dinimizi bırakmadığımız için geriledik,  söylemi ve düşüncesi; İslam'ı, Batı'yı, Hıristiyanlığı ilerlemeyi ve gerilemeyi anlamaktan yoksun, oldukça arızalı bir zihnin yapısının ürünüdür.

“İslam terakkiye manidir” diyenler, batı karşısında zillet gömleğini giyenlerden başkası değildir.

Batı'daki İslamofobi saldırıları, bazı İslam ülkelerinde sanat, siyaset, sermaye ve medya eliyle yürütülen, İslam'ı ve Müslümanları itibarsızlaştırma ihaneti de bedeni içeride fakat aklı gözü ve gönlü dışarıda bazı tipleri Müslümanlıklarından utanma derekesine düşürdüğü açık ve nettir.

İslam'ın yaşanan bir din değil, tartışılan bir din olduğu kanaatine götüren bazı proje ve programlarda Müslümanlıktan utanma hastalığını İslam toplumlarına adeta zerk etmektedir.

Şu ya da bu şekilde Müslümanlığından utanır bir hale getirilmiş bir Müslüman üzerinde her türlü operasyon yapılabilir. Mesela böyle biri celladına aşık olabilir. Kendisini inim inim inleten sömürgeci ideolojilerin kölesi olabilir. Dış güçlerin içerideki eli ve maşası olabilir.  Onlar leb demeden leblebiyi anlayabilir.

Hafızasını kaybederek katranın eritilse bile şeker olmayacağı hakikatini unutabilir. Kimliğini kaybettiği için kişiliğini de yitirebilir. Yaşamaktan çekindiği için, hayatından çekilen İslam; bir de bakmışsınız bir gün, söylemekten çekindiği için de dilinden çekilip gitmiş…

Bir duadan mülhem başladığımız yazımızı yine bir dua ile bitirelim.

Rabbimiz bizi;

İslam'ı sırtında ağır bir taş gibi değil de;
başında şerefli bir tac gibi taşıyanlardan eyle.